Abstract
Öncelikle, ben sosyolojinin 100 yıl önce kurumsal anlamda başladığını kabul etmiyorum. Yüz yıl önce Batı sosyolojisi Türkiye’ye gelmiştir. Dolayısıyla, bunu bu şekilde tashih etmek gerekir. Şu anda Batı sosyolojisinin Türkiye’ye
gelişinin yüzüncü yılıdır diyebilirsiniz, ama sosyolojinin 100. yılıdır demek; 15
asırlık İslâm kültürüne, 2-3 bin yıllık Türk tarihi ve kültürüne sahibiz; bu kültür
ve medeniyet mirasımızı yok saymak anlamına gelir. Bu açıdan baktığımızda bizler, hem Türkler hem Müslümanlar olarak 15 asrı aşan bir sosyoloji geleneğine
sahibiz. Bizim bu 1000 yıldan fazladır var olan sosyoloji geleneğimizi yok sayıp
sadece Batı sosyolojisinin, Durkheim (1857-1917) sosyolojisinin Türkiye’ye girişini, sanki Türkiye’de ilk defa sosyal düşünmenin, sosyolojinin başlangıcıymış
gibi saymamız büyük bir hata olur. Bizim tarihimizde toplumla ilgili konuları ele
alan çok büyük âlimlerimiz var. Mesela İbn Haldun en önemlilerinden bir tanesidir ki bugün Batı dünyasında da, Doğu dünyasında da sosyolojinin, sosyal bilimlerin kurucusu kabul edilmektedir. Osmanlılar, İbn Haldun’u zaten biliyorlardı.
Osmanlı tarihçileri, devlet adamları İbn Haldun’u hem tarih yazımında, hem siyasi analizlerinde, hem de devlete politika oluşturmada kullanmışlardır. Nitekim
“Osmanlı İbn Haldunculuğu” vardır, Ziyaeddin Fahri Fındıkoğlu’nun da bir makalesinde belirttiği gibi.
gelişinin yüzüncü yılıdır diyebilirsiniz, ama sosyolojinin 100. yılıdır demek; 15
asırlık İslâm kültürüne, 2-3 bin yıllık Türk tarihi ve kültürüne sahibiz; bu kültür
ve medeniyet mirasımızı yok saymak anlamına gelir. Bu açıdan baktığımızda bizler, hem Türkler hem Müslümanlar olarak 15 asrı aşan bir sosyoloji geleneğine
sahibiz. Bizim bu 1000 yıldan fazladır var olan sosyoloji geleneğimizi yok sayıp
sadece Batı sosyolojisinin, Durkheim (1857-1917) sosyolojisinin Türkiye’ye girişini, sanki Türkiye’de ilk defa sosyal düşünmenin, sosyolojinin başlangıcıymış
gibi saymamız büyük bir hata olur. Bizim tarihimizde toplumla ilgili konuları ele
alan çok büyük âlimlerimiz var. Mesela İbn Haldun en önemlilerinden bir tanesidir ki bugün Batı dünyasında da, Doğu dünyasında da sosyolojinin, sosyal bilimlerin kurucusu kabul edilmektedir. Osmanlılar, İbn Haldun’u zaten biliyorlardı.
Osmanlı tarihçileri, devlet adamları İbn Haldun’u hem tarih yazımında, hem siyasi analizlerinde, hem de devlete politika oluşturmada kullanmışlardır. Nitekim
“Osmanlı İbn Haldunculuğu” vardır, Ziyaeddin Fahri Fındıkoğlu’nun da bir makalesinde belirttiği gibi.
Original language | Turkish |
---|---|
Publication status | Published - 2020 |
Externally published | Yes |
Publication series
Name | Türkiye'de Sosyolojinin Yüz Yıllık Birikimi |
---|